Kıymetli Dostlar, Her siyasi dönem, ayırt edici vasfı ile tanımlanır. Bir dönemde hangi süreçler daha ön planda ise, hangi tür siyaset daha belirleyici ise milletimizin zihninde o dönem baskın yönü dikkate alınarak adlandırılır. Türk siyaset tarihi açısından “Darbeler Dönemi” böyle bir tanımlamadır. Aynı şekilde “Vesayet Dönemleri” de bu tür bir tanımlamadır. Yine “Koalisyonlar Dönemi” de bu tanımlamaya işaret eder. AK Parti öncesinde, özellikle 90’lar ve sonrasına bakıldığında, iki tanımlama öne çıkmaktadır. Birinci tanımlama “Vesayet Dönemi”, ikinci tanımlama ise “Koalisyonlar Dönemi.” Bu iki dönemin aynı zaman diliminde kullanılması tesadüf değildir. Zira siyasette hiçbir şey tesadüfi değildir. Vesayet sahipleri, vesayet gücünü diledikleri gibi kullanabilmek ve siyaseti istedikleri yöne çekebilmek adına koalisyonların varlığını bir imkân olarak hem görmekte hem de oluşturmaktaydı. Yani vesayet odakları, koalisyon hükümetlerini hem inşa ediyor hem de kendi yörüngelerinde tutuyorlardı. Uzun yıllar boyunca, koalisyonların parçalı yapısı ve siyasi keşmekeş vesayet odaklarına istedikleri gibi hareket etme alanı sunmaktaydı. Bu bağlamda bakıldığında vesayet, bir sebep; koalisyon ise bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır. Değerli Dostlar, AK Parti kurulduktan ve siyasi tarihimizde pek görülmemiş seçim başarıları elde ettikten sonra Türkiye ve milletimiz, tek başına iktidar olmanın birçok avantajını ve faydasını gördü. Öncelikle erken seçimler dönemi dolayısıyla seçim ekonomisi dönemi sona erdi. Ancak mesele sadece tek başına iktidara gelmek değil, koalisyon mantığını ve dönemini inşa eden vesayet odakları ile hesaplaşmak olmalıydı. Bu bağlamda, liderimiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde, siyaset tarihimizin en derin ve en belirleyici temizliği gerçekleştirildi. Devlette kümelenmiş dahili ve harici bütün vesayet odakları ya temizlendi ya da etkisiz hale getirildi. Bu hesaplaşma, Türk siyaseti için koalisyonların varlığını anlamsız kıldığı gibi, bu ihtimali de ortadan kaldırdı. Son vesayet denemesi olarak okunabilecek altılı masa koalisyon girişimi ise kendi ihtirasları ve tutarsızlıkları nedeniyle milletimiz tarafından siyaset tarihinin çöplüğüne atıldı. AK Parti’nin 3 Kasım’da tek başına iktidar oluşu, sadece koalisyonları değil, vesayet odaklarını da bitiren tarihi bir an oldu. Kıymetli Dostlar, Tek başına iktidar olmak, devlet yönetiminde birliği ve beraberliği temin eden en önemli etkenlerden biridir. Bugün Karabağ’da, Libya’da ve Mavi Vatan’da istenilen hamleler yapılabilmişse bunun en önemli sebebi, kuşkusuz AK Partimizin tek başına iktidar oluşudur. Gelecekte ülkemizi dünya siyasetinin merkezine taşımak ve savunma ile enerjide gerekli adımları hiçbir ihmale ve gecikmeye yer vermeksizin atabilmek için koalisyon dönemlerine dönülmemesi en önemli husustur. Milletimizin bütün katmanlarını ve bireylerini kapsayacak şekilde varlığını sürdüren AK Partimiz, tek başına iktidarda kaldığı sürece devletimizin işleyişi daha hızlı, daha kararlı ve daha belirleyici olacak ve milletimiz istikbale daha emin adımlarla yürüyecektir